• dopamin orucu: silikon vadisi'nin yeni trendi

    abd'de yapılan araştırmalar insanların her zamankinden çok daha fazla dijital içerik tükettiğini gösteriyor. bu içerik tüketimi, beynin ödül algısını oluşturan bölümünü harekete geçererek alışkanlık ve hatta bağımlılık yaratıyor.

    son dönemlerde özellikle teknolojinin dünyadaki merkezi silikon vadisi'nde, yeme alışkanlığı olarak popülerleşen aralıklı oruç (intermittent fasting) yöntemini teknolojiye uyarlayanların sayısı artıyor.

    business ınsider sitesindeki bir haberde, abd'nin california eyaletinin san francisco şehrinde yer alan silikon vadisi'nde çalışan çok sayıda üst düzey yöneticinin son dönemde "dopamin orucuna" başladığı belirtildi.

    dopamin, beynin salgıladığı özel işlevli bir hormon. beynin, öğrenme ve yeniliklere verdiği tepkiyi de kontrol ediyor.

    san francisco'da yaşayan psikiyatrist dr. cameron sepah ise "dopamin orucu" terimini ortaya atan uzman.

    sepah'a göre dikkatin bağımlılık yarattığı bir ekonomide yaşıyoruz.

    twitter yerine kitap

    amerikalılar günde ortalama olarak 11 saatini medya iletişim araçlarını kullanarak geçiriyor.

    ceo'larla ve yatırımcılarla çalışan sepah, teknolojinin de yemeğin de ofis yaşamında bağımlılık yaratan unsurlar olduğunu vurguluyor.

    sepah, yeme alışkanlıklarını temel alan aralıklı orucu örnek göstererek teknolojiden sürekli olarak uzak durmanın mümkün olmadığını ancak belli bir süre için bunun gerçekleştirilebileceğini belirtiyor.

    ınstagram'da dolanmak ya da reddit'teki yazıları okumak beynin dikkat süresini düşürdüğü gibi duygularımızı kontrol altına almayı da zorlaştırıyor.

    sürekli uyarıcılara maruz kalmak zamanla dopamine duyulan hassaslığı azaltıyor; sepah bunu "dopamin hacking" olarak tanımlıyor.

    o yüzden sepah'a göre geceleri bilgisayarı kapatmak, haftasonları boş zaman geçirmek ve tatile çıkmak bununla başa çıkmak için iyi yöntemler.

    sepah, twitter'da vakit geçirmek yerine bir kitap okumanın bile faydalı olacağı görüşünde.

    kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-49920010
  • yeni tanıştığım bir kavram.

    henüz hiç denemedim. kabaca bir tanımını yapayım.

    24 saat boyunca bazı şeylerden, aslında her şeyden uzak durarak dopamin seviyenizi iyileştirme üzerine kurulu bir oruç.

    yasaklar var. aslında her şey yasak.

    elektronik tüm cihazlar yok. yemek yemek, su dışında içecek yok.

    fiziksel, cinsel aktivite yok çünkü bunlar da salgılatabiliyor.

    kitap dergi okumak yok. müzik, yayın vb dinlemek yok.

    insanlarla iletişim kurmak yok, çünkü bu da bir dopamin kaynağı olabiliyor.

    evet yasaklar fazla. kısacası 24 saat boyunca tüm uyarıcılardan uzak duruyorsunuz. düşünmek ve yazmak serbest çünkü bu sürede benliğinizle başbaşa kalıyorsunuz.

    henüz denemedim ama deniycem bi ara.
  • (bkz: nofap)
  • kafa dinlemek dediğimiz şeyin güncellenmiş versiyonu. hepimiz zaman zaman gündelik hayattaki hızdan, koşturmacadan, telaştan, uyaranlardan, sürekli odaklanma gereği duyduğumuz şeylerden yorulup biraz uzaklaşmak, kafamızı boşaltmak, sakin bir yerde, mesela kışın bir dağ evinde, insanlardan da teknolojiden de uzak, sade ve dinlendirici birkaç günün iyi geleceğini düşünürüz.

    dopamin orucunu savunanlar da diyor ki beynin ödül mekanizması çok sık aktive ediliyor. yemek yiyorsun dopamin, seks yapıyorsun dopamin, alkol alıyorsun dopamin, sosyal medyada vakit geçiriyorsun dopamin... biraz yavaşla. uzmanların, dopamin orucunu klasik bağımlılık terapisi yöntemlerine benzettiği, düzgün uygulanırsa fayda sağlayabileceği söyleniyor ama bu tür şeyler bana, kişinin kendini iyi tanıması ve kendine uygun yöntemleri uygulamasıyla etkisi artan, herkes için eşit derecede uygulanabilir veya faydalı olmayan denemeler gibi geliyor.

    bir de link ekleyeyim.
  • dopamin reseptörü sayısı ile insanın mutluluğu doğru orantılıdır. dopamin reseptörü çok olan insan hayattan keyif alır, işinde, derslerinde, hayatında başarılıdır. peki dopamin reseptörü nasıl arttırılır, işte bu kısım öncelikle iyi anlaşılmalı, sonra da iyi uygunlanmalıdır.

    dopamin reseptörü arttırmada temel mantalite beynin zorlanmasıdır. beyin de 2 şekilde zorlanır.

    1. beyin bağımlı olduğu şeylerden yoksun kalırsa zorlanır. örneğin sigarayı, tatlıyı, şekeri bıraktığınızda beyniniz 10-15 gün kadar zorlanır. hatta çoğu insan zorlanacağı bildiği için sigarayı, tatlıyı bırakamaz. masturbasyon, porno gibi bağımlılıklar da aynı şekilde geçerlidir. bağımlılıkları yapmayan insanın ortalama 10 gün sonra beyni bu yokluğa alışacak ve reseptörleri artacaktır.

    2. beyninizi bir işe yoğunlaştırarak, bir şeyler yapmak. burada yapacağınız iş önemlidir. örneğin kitap okumak diyebiliriz. kitap okurken okuduğunuz kısımdaki kişileri, olayları, aradaki bağlantıları çözerken beyninizi yoğunlaştırmanız gerekir, konsantre olmanız gerekir. misal dizi, film izlerken direk gözünüzle gördüğünüz için beyniniz o kadar zorlanmak durumunda kalmaz, zorlanmadığı için de reseptör üretmeye çalışmaz. bilinçli olmayarak zordan kaçıyoruz aslında bu yüzden çoğu insan kitap okumak yerine dizi izliyor. örnekleri çoğaltacak olursak, matematiğe, fiziğe kafa yormanız, bir enstrümanı, yeni bir dili öğrenmeye çabalamanız dopamin reseptörlerinizi arttırır.

    karmaşıklıktan uzak olması adına bu şekilde basite indirgemeye çalıştım. ben de bu konuyu inci sözlükteki 351986 nickli arkadaştan öğrenmiştim. konuda çok fazla tecrübem ve bilgim olduğuna inanıyorum, sorusu olan arkadaşlara yardımcı olabilirim. herkese bol reseptör diliyorum :)
  • nofap olayının ana mantığıdır aslında. uygulama aşamasında uyuşturucu bırakırken yaşanan yoksunluk sendromunu yaşarsınız. fakat biraz daha hafiftir.
  • bugün tüm teknolojik aletler, internet ve hobilerimden geri çekilerek gerçekleştirdiğim eylem.

    gerçekten işe yaradı mı? hem evet hem hayır. hobileri özleme, dopamin eşiğini düşürme gibi konularda işe yaradığını söyleyebilirim. ama hiçbir şey yapmama konusu bir zaman sonra kabak tadı verdiği için insanın canı üretken şeyler yapmak istiyor. ben de bu yüzden biraz kaçamak yaptım.

    gün başlarken yazı yazdım. uzun zamandır bullet journal tutuyorum ve bir süredir yazmayı aksattım. bu yüzden bu iyi geldi. tabi ki çok sürmedi.

    öğlen piyanoda çalışmayı planladığım yeni bir parça vardı, dopamin orucundan dolayı bunu yapamadım. üstüne her akşam bisiklet sürüyordum bunu da yapamadım, streak bozuldu. bu durum iyice canımı sıkınca "eeeh yeter ulan oruç moruç!" diyerekten mutfağa attım kendimi. güzelce leziz mi leziz soğan halkalarımı ve patates kızartmamı hazırladıktan sonra ilk yasağımı deldim. pişman değilim, güzeldi.

    yalnız bu olaydan beklentimin altında bir tepki aldığımı da belirteyim. o yüzden tekrar denemek, hatta kuralları daha da katılaştırarak denemek istiyorum. bir sonrakini denediğimde bu entry'yi editlerim.
  • beynimizde dopaminle ödüllendirilen davranışlara yönelik bir oruç. beslenmedeki aralıklı orucun teknolojiye uyarlanmış hali diye tanımlayanlar da var ama sadece teknolojik değil, bağımlılık yaratan her alanda uygulanabiliyor. zira beynimiz bir kere aldığı ödülü tekrar bekleme eğiliminde. bu döngüyü kırarak aslında sürekli maruz kaldığımızda etkisi azalan dopaminin hassaslığını yeniden düzenleyebiliyoruz.

    bana sadece bağımlı olunan şeye yönelik yapılması mantıklı geliyor ama egzersiz bile yapmayalım aman dopamin salgılamasın düzeyinde bahsedilen şekli de var. neticede uyarana karşı gelişen şartlı davrnaşı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. bu durumda kişiselleştirilmiş olması önemli gibi.
  • bunu görür görmez evet evet bende buna maruz kaldım diyip biraz biseyler baktım.
    kişiden kişiye uygulaması değişebilen bir oruçmuş. bana kalırsa direk keyif detoksu dense daha doğru olurmuş. pandemi nedeniyle bir çok keyif aldığımız eylemden uzak kaldığımız için kendimizi aylardır kısmen oruçlu sayabiliriz. takılmalı, eglenmeli, seksli, hareketli bir çok şeyden uzak kaldığımız bir dönem.
    aslında dopamin orucu yeni olan bir şey değilmiş, budistlerin inzivaya çekilmiş olması gibi eski zamanlarda da yapılan bir şeymiş. dini bir tarafı yok ama temelini buna dayandırıyorlar. bilim insanları sözde bilim diye adlandırıyor. çok bilimsel bir oruç değil. zaten dopamin için de çok net kanılara varılmış değil henüz.
    bu orucu yaparken teknoloji, egzersiz, yeme-içme, sigara-alkol vb, iletişim gibi bir çok şeyden 24 saat kısmak gerekiyor. hatta bazı insanlar başka bir insanla göz göze bile gelmemeye çalışıyor. yani tamamen kendine çekilme durumu söz konusu. günlük tutmak serbestmiş sanırım.
    pandemideki durumumdan yola çıkarsam bence biraz daha içsel bir yolculuk havasında ve can sıkıcı, zihinsel olarak bir gelişim söz konusu olabilir belki. yani kafamızdaki bir sorunu çözmek gibi, normalde zihnimizin kilerinde sakladığımız şeyleri enine boyuna düşünmek gibi. bunları farkedince aslında günlük rutinde birçok eylem kaçmamızı kolaylaştırıyor, bunu iyice farkediyoruz. ara sıra normal rutinde de yapılması gerekebilir belki ama kendimce (büyük harflerle) yetti diyerek sonlandırıyorum.
    şu anki zorunlu bir detoks hali ama normal şartlarda ugramam buraya, şahsen kısmi hali bile yüz ekşiten cinsten.

    imza:dopaminsever.
hesabın var mı? giriş yap